Merhaba;
“OCI Associate” ve “OCI Professional” sertifikalarını aldıktan ve “Oracle Autonomous Database Association” sertifika sınavını da bu ay sonuna planladıktan sonra, “Autonomous Database” konusunda genel bir bilgilendirme yazısı yazmalıyım diye düşündüm.
Güzel türkçemize, “kendi kendini yöneten veritabanı/otonom veritabanı” olarak çevrilen bu teknoloji nedir, bize ne kazandırır, bu hizmeti nerden alabilirim gibi soruları bu yazımda cevaplamaya çalışacağım.
Çoçukluğumdan beri uzaya olan merakim ki bu merak bana şu an bilim kurgu bir kitapta yazdırmakta, hep kendi kendini yönetebilen, kendini iyileştirebilen, sıfır hata ile devasal problemlerin üstesinden gelen, daha iyi gören, daha iyi işiten, daha güçlü ve elbette çok merhametli ve iyi olan daha üst varlıkların hayatımıza gireceği hayaline beni inandırmıştır. Kitabımda başrol kusursuz savaşçı kahramanım da tam olarak bu özelliklere ve çok daha fazlasına sahip. Aslında günümüz teknolojilerine baktığımız zaman, artık bu noktaya çokta uzak olmadığımızı görüyorum. Kendi kendine giden arabalar, yüksek farkındalığa sahip saldırganları tanıyan ve sistemde herhangi bir güvenlik ihlaline mahal vermeden aksiyon alan güvenlik duvarları, akıllı sistemlerin pek çok otomasyonu yerine getirmeleri, aslında geleceğin hangi yöne doğru gittiğini bize net bir şekilde gösteriyor. En gelişmiş yapay zeka sistemleri, mevcut koşulları analiz etmek, deneyimlerden öğrenmek için makine öğrenme algoritmaları kullanmakta ve günden güne daha akıllı yapılara dönüşmektedir. Bu yapılar, eskiden sadece yüksek eğitimli veri bilimciler tarafından erişilebilir olan bilgileri, muazzam veri hacimlerindeki örüntüleri analitik sayesinde keşfederek elde edebiliyor.
Makine öğrenme sistemleri, daha yetenekli hale geldikçe, Bilgi Teknolojisi endüstrisinin her köşesinde yerini hızlı bir şekilde almaktadır. Dünyanın en popüler veri yönetim sistemi olan Oracle veritabanında yapay zekanın kullanılmaya başlanmasıyla, yapmakta olduklarımızı değiştirip bize daha farklı bir gözle işimizi yapma şekli sunan kendi kendini yönetebilen veritabanları, bize bambaşka dünyaların kapısını açıyor.
2017 Oracle Day’de San Fransisco’da Sayın Larry Ellison’dan bu duyuruyu dinleme şansı verdiği için Allah’a şükrediyorum.
Ban aslında yazının kalan kısmında bu teknolojiyi, “Oracle otonom veritabanı bulutu” olarak ifade edeceğim. Bu teknoloji, makine öğrenmesi kullanarak, mühendisleri yorucu, tek düze ve rutin yönetimsel işlerden azad ediyor, insan hatasını sıfırlıyor ve elbette sonucu olarakta kullanılabilirlik, performans ve güvenlik sunuyor. Uyarlanabilir makine öğrenme algoritmaları sayesinde otomatik olarak yama, ayarlama (“tuning”), yedekleme, sistem çalışırken güncelleme işlemleri yapılabiliyor.
Bu teknoloji, veritabanınız için esneklik getiriyor. Oracle RAC sayesinde, veritabanını, sunucu kümeleri arasında çok hızlı bir şekilde verileri hareket ettirmeye gerek kalmadan ölçeklendirebilirsiniz. Oracle, her iş yükünüz için size otonom veritabanı sistemi sunabiliyor. “Oracle Autonomous Data Warehouse Cloud”, veri ambarı ve analitik iş yükleri için tasarlanmıştır. Amazon Redshift’e göre 14 kat daha fazla performans vaad ediyor ve 15 saniye gibi kısa bir süre içerisinde veri ambarı yapısını oluşturacağımızı belirtiyor.
“Oracle Autonomous Database Cloud” ise OLTP için tasarlanmıştır ve bellek içi OLTP erişiminden, dört kat daha hızlı olduğunu vaad ediyor.
Teknolojinin üç önemli özelliği, oldukça etkileyici:
Kendi kendine sürüş (“Self driving”) — Hizmet seviyelerini tanımlarsınız, veritabanı bu seviyelere göre gerekeni gerçekleştirir.
Kendinden güvenli (“Self-securing”) — Harici saldırılara ve içeriden gelen tehditlere karşı otomatik koruma sağlar.
Kendi kendini onarabilir (“Self-repairing”) — Her türlü arıza türüne karşı otomatik koruma sağlar.
Kendi kendine sürüş özellğinin biraz daha detaylandırmak istiyorum.
Kendini Ayarlayabilen (“Tunes Itself”):
Oracle otonom veritabanı, uygulama kesintilerini önlemek ve şu anda veritabanı yöneticileri tarafından yürütülen birçok görevi otomatikleştirmek için makine öğrenimi ve yapay zeka içerir. Elbette bu işleri yapabilmesi, Oracle’ın yıllardır edindiği deneyim ile kendi kendini ayarlayabilen Oracle Exadata depolama indeks yapıları ve flash önbellek gibi teknolojilerin yanı sıra güçlü sorgu optimizasyonu, otomatik bellek yönetimi ve otomatik depolama yönetimi yapılarıyla mümkün olur.
Kendini İzleyebilen (“Monitors Itself”):
Otomatik kaynak yönetimi sayesinde, kullanıcıların ve uygulamaların, kaynakları tekelleştirmesinin önüne geçebiliyorsunuz.
Kendini Yamalayabilir (“Patches Itself”):
Bazı kuruluşlar, yamalrı zamanında uygulamadığı için büyük güvenlik ihlallerine maalesef maruz kalmaktadır. Oracle otonom veritabanı, kullanılabilir yamaları algılamakta ve hataları, insani ihmalleri ortadan kaldırmaktadır.
Kendini Provizyonlayabilir (“Provisions Itself”):
Geleneksel veritabanı dağıtımları, mümkün olan en yüksek iş yükünü sağlayacak şekilde tasarlanır. Ancak, hepimiz biliyoruz ki, yoğun iş yükleri nadiren ortaya çıkma eğilimindedir ve haliyle, bu maliyetli kapasite, çoğu zaman boşta kalır. Oracle otonom veritabanı, ihtiyacınız olduğunda size kapasite sağlar ve kapasiteyi, gerekmediğinde kapatmanıza olanak tanır. Kritik öneme sahip bir veritabanı oluşturmak için bir düğmeye basmanız yeterlidir ve daha iyisi, yalnızca belirli bir zamanda kullandığınız kaynaklar için ödeme yaparsınız. Yoğun zamanlarınızda sıkıntı yaşamamak için sürekli bir şekilde ekstra kapasite ile çalışma gerekliliğini ortadan kaldıran oldukça verimli bir modeldir. Oracle veritabanlarını, dakikalar içinde sağlayabilir ve yapılandırabilirsiniz. Ne kadar CPU ve kaç TB veri alanine ihtiyaç duyduğunuzu belirtmeniz yeterli olacaktır.
Kendini Ölçeklendirebilir (“Scales Itself”):
Hem hesaplama hem de depolama kapasitesini anlık olarak artırabilecek derecede esnektir. Bu yetenek sayesinde, kesintiye gerek kalmadan, veritabanınızı anında ölçeklendirebilir yani ihtiyacınıza göre kaynaklarınızı büyütebilir veya küçültebilirsiniz. İşlem ve depolama kaynaklarını birbirinden bağımsız olarak ölçeklendirebilirsiniz. Özet olarak, Oracle sistemi, otomatik olarak kendini ölçeklendirir ve aşırı provizyonlamayı ortadan kaldırır ve elbette bu sayede maliyetleri azaltmanızı sağlar.
Kendini Güvene Alır (“Secures Itself”):
Güvenlik güncellemeleri, otomatik olarak uygulanır. Veri, otomatik olarak şifrelenir. Gördüğünüz gibi hiçbir şeyi şansa bırakmıyor. Doğasında olan şifreleme, veritabanına dışardan erişimleri engeller. “Database Vault” sayesinde, veritabanı yöneticileri, kullanıcı verisini göremez. Veri maskelemesi, hassas verileri, test kullanıcılarından gizler. Otomatik sağlanan güvenlik sayesinde, gerek dış saldırılar gerekse içerden yapılacak kötü niyetli saldırılar önlenmiş olur.
Kendini Optimize Eder (“Optimizes Itself”):
Oracle, performans yönetimini otomatik hale getirir. Elastic ölçekleme, veritabanının izlenmesi, veritababının ayarlanması ve optimize edilmesi yetenekleri sayesinde bu otomatikliği sağlar. Bu sayede yılın belli zamanlarında gerçekleşen yoğunluklar için ekstra sunucular satın alarak kaynakları boşa harcamamış olursunuz. Yani, tam olarak ihtiyacınız olan kaynak miktarına abone olabilir ve sadece kullandığınız kadarını ödersiniz. Benim fikrime göre, bulutun getirdiği en önemli özelliklerden biri bu esnekliği bize sağlamasıdır. Performansı otomatik olarak teşhis eder. SQL planlarını ve sorgularını değerlendirmek için gelişmiş SQL ayarlama teknolojisi de dahil olmak üzere pek çok ayarlama otomasyon algoritmalarıyla kendini optimize eder. Dahası, otomatik değişiklik yönetimi, değişiklikleri ve yükseltmeleri, veritabanı iş yüklerini olumsuz etkilemediklerinden emin olmak için sürekli olarak değerlendirir.
Gömülü tanı araçları sayesinde, yığının tüm katmanlarındaki hatalar işlenir. Veritabanı, ilgili tanılama verilerini toplar, bilgileri Oracle’a yükler ve problem neden olabilecek bilinen nedenleri, hızlı çözüm için bilinen çözümlerle eşleştirmek için makine öğrenme algoritmalarını çalıştırır. DBA’ları genel operasyonel görevlerden kurtarır.
Kendini Yedekler (“Backs Itself Up”):
Bugünün kurumsal uygulamaları malumumuz, günün her saatinde çalışmak zorundadır. Buna rağmen, tutulan hayati kayıtlar genellikle günde yalnızca bir kez veya bir kaç kez yedeklenir. Bu yaklaşım, bir kesinti veya bir aksilik durumunda veri kaybına neden olabilecek oldukça riskli bir durumdur. Modern işletmeler için maalesef bu yaklaşım işe yaramamaktadır. Bir müşteriye veya yöneticinize, verilerin bir kısmı bile olsa, bu verileri kaybettiğinizi açıklamak ister misiniz? Ben şahsen hiç istemezdim.
Her gece, Oracle otonom Veritabanı, verileri, otomatik olarak “Oracle Database Backup Cloud Service”’e yedekleyerek veri güvenliğini ve kullanılabilirliği sağlar. BT ekipleri için, ara ara yedekleme yaklaşımından sürekli veri korumasına geçiş, saatler süren sıkıcı işleri ortadan kaldırır. Temel veri koruma görevlerini otomatikleştirmeleri, BT uzmanlarının diğer önemli sorumluluklarına odaklanmalarını sağlar. Hepimiz biliyoruz, özellikle veritabanı yedeklerinin, gerektiğinde dönülebilir şekilde alınmasının sağlanmasından sorumlu olmak, zaten başlı başına gece uykularımızı kaçıran bir sorumluluktur.
Biraz Daha Güvenlik:
Oracle otonom veritabanı, değişime uyum sağlayabilir. Otomatik olarak öğrenen makine öğrenme teknolojisi sayesinde, insan aracıları olmadan sorunları algılar ve düzeltir. Otonom veritabanının bu yeteneği, uyarlanabilir yanıt olarak isimlendirilir.
Sistem zamanla daha akıllı hale gelir. Ne kadar çok veri üzerinde çalışırsa, o kadar çok kullanıcı tanır, uygulama ile ilgili ne kadar çok çalışırsa, saldırganları veya şüpheli davranışları çok daha iyi anlayabilir.
Verideki kalıpları anlayabilen/tanımlayabilen algoritmalar sayesinde, geniş yayılım gösteren pek çok farklı güvenlik tehditlerini algılayabilir ve oluşmalarının önüne geçebilir. Tarihsel aktiviteye bakarak, gelecekteki güvenlik ihlalleriyle ilgili olasıklıklarıda tahminleyebilir. Her uygulama için, kullanıcının tipik davranış modelini tanımlar ve olası sapmaların ölçülebilmesi için bir taban çizgisi oluşturur.
Şimdi eminim hepinizin aklına bir soru geliyordur? Manuel veritabanı işlemleri, kendi kendine öğrenebilen makine öğrenmesi sayesinde tarihe karışırken, DBA’lerin bir BT işletmesinde hala önemli bir rolü olacak mı? Hatta, yeni mezun olan genç arkadaşların dahi, kariyer planları için kendilerine soracakları önemli bir soru olacaktır diye düşünüyorum. Elbette cevabı, kocaman bir EVET.
Sayın Penny Avril (Oracle Veritabanı ürün yönetimi başkan yardımcısı), bu konuda bakın ne diyor? Veritabanı, kendi kendine düşünüyor olabilir. Diğer taraftan, hala birisinin, hangi verinin misyon kritik veri olduğunu söylemesi gerekiyor. Bir sorun anında, hangi verilerin geri dönülmesi gerektiğini yine birilerinin söylemesi gerekiyor. Hangi kullanıcıların, hangi verileri görebileceği yine belirtilmeli. Geleceğin DBA’leri, daha yüksek seviyeli görevleri yerine getirecekler: veritabanı dizaynı, şema dizaynı, analitik, veritabanı kullanımı ile ilgili kuralların tanımlanması gibi. DBA’yi, B’siz düşünün diyor Avril. Veri yöneticileri, veri mimarları sadece verinin, veritabanında tutulmasından sorumlu olmayacak aynı zamanda verinin kilit paydaşlar için önemini anlayıp, işin daha ileriye götürülebilmesi için önemli roller üstlenecekler.
Biraz daha teknik özelliklerden bahsedip yazımı tamamlayacağım. Oracle otonom veritabanı, “Data Redaction” ve “Transparent Data Encryption” güvenlik özelliklerini desteklemektedir. Bu noktadan sonra, otonom veritabanı için ADB kısaltmasını kullanacağım. ADB, nesnelerle ilgili bazı kısıtlamalar içerdiği için, ADB’ye migrasyon yaparken fizikselden ziyade mantıksal migrasyon yöntemlerini kullanmamız gerekiyor. ADB yapısına migrasyon için en önemli araç: “Data Pump”dır. “Data Pump” ile migrasyonun avantajları nelerdir? Platform bağımsız. Ek olarak, “Data Pump”da ADB için gerekli olmayan indeksleri, “materialized views”leri hariç tutabilirsiniz. “Data Pump” ile Data ve Şema migrasyonu yapabiliyoruz. Export/Import süresince, ek değişimlerle ADB’yi kaynak veritabanıyla senkron tutmak için, GoldenGate veya GoldenGate Cloud Servis kullanabilirsiniz. En azından mevcut sürümde, backup/restore, Data Guard, pluggable/unplug, database klon, “transportable tablespaces” gibi fiziksel migrasyon tekniklerini kullanamazsınız. OCI’da, ODB kaynaklarını provizyonlamak için, Terraform orkestrasyon aracı kullanılıyor. ADB için, CPU ve Storage birbirinden bağımsız olarak ölçeklendirilebiliyor. “Oracle Data Sync” ile, CSV ve XLSX dosyalarınızdan, ilişkisel kaynaklarınızdan (tables, views, SQL cümlecikleri), OTBI, JDBC kaynaklarınızdan verinizi ATP (“Autonomous Transaction Processing) veritabanınıza yükleyebilirsiniz. ADB’ye veri yüklemek için, Oracle GoldenGate, Data Pump ve SQL*Loader kullanabiliriz.
Umarım yazım sizin ADB konusunda genel bir fikir edinmenizi sağlayacaktır.
Asiye Yiğit – 12 Temmuz 2020 Pazar
Kaynakça:
Oracle Autonomous Database, Unleash the Potential of your Data
1z0-931-20 sınav çalışma materyalleri
Leave A Comment