Merhaba,
Bugün OpenStack ile ilgili yazdığım yazılarımı tekrar okumak istedim.
11 Nisan 2020’de yayınladığım yazım, https://www.linkedin.com/pulse/openstack-asiye-yigit/?trackingId=dqL8su5%2FR0iuBP49ZMZBpw%3D%3D, NASA’nın OpenStack’ın tarihindeki rolünden, platformun temel yapı taşlarına ve önemli terimlerine kadar birçok konuyu ele alıyor. Özellikle, OpenStack’ın nasıl bir dağıtık hesaplama ortamı olarak doğduğu, temel hizmetleri ve bu teknolojinin bize nasıl bir yol gösterdiği üzerine derinlemesine bir inceleme yapmıştım.
18 Ekim 2016’da yayınladığım aşağıdaki yazımda, https://www.linkedin.com/pulse/openstack-ve-cloud-computing-asiye-yigit/?trackingId=Wuf3fD6WRB6KDvoPhpC0Sw%3D%3D, dijital çağın vazgeçilmez unsuru olan bulut bilişimin önemine değinmiştim. Bu makalede, açık kaynaklı bir bulut bilişim platformu olan OpenStack’in tanıtımını yapmış, temel bileşenlerini ve avantajlarını ele almıştım. OpenStack’in esnekliği, maliyet etkinliği ve ölçeklenebilirliği sayesinde birçok kuruluş için bulut bilişimin faydalarından yararlanmanın tercih edilen yolu haline geldiğini vurgulamıştım.
Bugün ise beni oldukça heyecanlandıran bir konudan bahsetmek istiyorum. Ne mi?
19 Eylül 2023 tarihli blog yazısında okuduklarım elbette. 😊
Bu yazı, Red Hat OpenStack Platform’unun bir sonraki büyük sürümünün geliştirme önizlemesini duyurdu: Red Hat OpenStack Services on OpenShift.
Bu blog yazısını kendi anladığım şekliyle özetlemek istiyorum.
Son birkaç yıl içinde, Red Hat, servis sağlayıcıların daha hızlı ölçeklendirme yapmasına ve kaynaklarını en üst düzeye çıkarmasına yardımcı olmak için Red Hat OpenStack Platform’unu Red Hat OpenShift ile daha sıkı bir şekilde entegre etti. Bu entegrasyon, OpenStack bulutlarını yöneten ekiplerin OpenShift’in daha modern operasyonel deneyiminden yararlanmasını sağlamayı hedefliyor. Kubernetes’in OpenStack ile entegrasyonu sayesinde, organizasyonlar daha iyi kaynak yönetimi, ölçeklendirilebilirlik, hibrit bulutta daha büyük esneklik ve basitleştirilmiş DevOps uygulamaları gibi avantajlara sahip olacaklar.
Red Hat OpenStack Services on OpenShift, müşterilere OpenStack API’lerine yatırım yapma olanağını koruma ve operasyonel pozisyonlarını modernize etme olanağı da sunuyor. Yeni mimari, OpenStack “worker node”lara dokunmadan OpenStack kontrol düzlemini (Control Plane) bir OpenShift iş yüküne taşıma olanağı sunmaktadır.
Red Hat OpenStack Services on OpenShift, daha kolay kurulum, çok hızlı dağıtımlar, birleşik yönetim gibi çok önemli fonksiyonları bize sunacak.
İlerleyen dönemde, Red Hat OpenStack Services on OpenShift’in, kontrol düzleminin (Control Plane) doğal olarak Red Hat OpenShift’te barındırıldığı bir sürüm olarak sunulması planlanmaktadır.
Görünen o ki, Red Hat’ın OpenStack’e olan bağlılığı güçlü kalmaya, daha da güçlenerek devam edecek ve OpenStack, özellikle telekomünikasyon ve servis sağlayıcı alanlarında büyük BT altyapıları için hayati bir bileşen olmaya devam edecek.
Red Hat OpenStack Services on OpenShift, şirketlere ve servis sağlayıcılara bir dizi avantaj ve yeni yetenek sunacak. Bu yeni sürümün sağlayabileceği potansiyel kazançları aşağıdaki gibi sıralamak mümkün.
Entegrasyon ve Modernizasyon: Red Hat, OpenStack ve OpenShift arasında daha sıkı bir entegrasyon sağlayarak, organizasyonların modern bulut teknolojilerini ve kavramlarını benimsemelerine yardımcı olur. Bu, daha önce ayrı ayrı yönetilen iki platformun birleşik bir deneyimle yönetilmesini sağlar.
Kaynak Optimizasyonu: Kubernetes ile OpenStack’in entegrasyonu, daha iyi kaynak yönetimi ve ölçeklendirme yetenekleri sunar. Bu, daha önce kaynakların altında kullanıldığı veya aşırı tahsis edildiği durumlarda bile daha verimli bir kaynak kullanımı anlamına gelir.
Esneklik: Red Hat OpenStack Services on OpenShift, hibrit bulut ortamlarında daha büyük esneklik sunar. Bu, farklı bulut ortamlarında çalışan uygulamalar arasında daha kolay geçiş ve entegrasyon anlamına gelir.
Daha Az Yönetim Maliyeti: OpenStack API’lerine yapılan yatırımların korunması, organizasyonların mevcut OpenStack yüklerini yeniden yazmadan veya değiştirmeden modernize etmelerine olanak tanır. Bu, yönetim maliyetlerini azaltır.
Geleceğe Yönelik Yatırımlar: Red Hat, OpenStack müşterilerine mevcut yatırımlarını geleceğe yönelik olarak koruma yolunu sunar. Bu, teknolojik gelişmelere ayak uydururken mevcut altyapılarından en iyi şekilde yararlanmalarını sağlar.
Gelişmiş Güvenlik ve Gözlemlenebilirlik: Yeni sürüm, daha yüksek varsayılan bir güvenlik modeli sunar ve hibrit bulutun sağlığını daha derinlemesine anlamalarına yardımcı olan gelişmiş gözlemlenebilirlik özellikleriyle birlikte gelir.
Bu sürüm, Red Hat’in OpenShift Kubernetes orkestrasyon platformu ile OpenStack’in bir kombinasyonunu içeriyor. Red Hat Ürün Yönetimi Direktörü Sean Cohen’a göre bu, servis sağlayıcılar ve telekomünikasyon alanı için varsayılan bulut altyapı hizmeti (IaaS) olarak tanımlanıyor.
OpenStack Services on OpenShift, servis sağlayıcıların eski 4G sanal ağ işlevlerini (VNF), 5G bulut tabanlı işlev (CNF) iş yüklerine taşımalarına olanak tanıyan özel bir bulut hizmeti sunuyor aslında. Red Hat, OpenStack’in tüm telekom servis sağlayıcılarının yaklaşık %35’i tarafından kullanıldığını ifade ediyor. Cohen, bir cep telefonunuz varsa, bu telefonun arka planda büyük olasılıkla OpenStack tarafından işletildiğini belirtiyor.
Red Hat OpenStack, 2013’te Red Hat dağıtımının piyasaya sürülmesinden bu yana büyük bir benimsenme gördü. Cohen, bu güncellemeyle aynı müşteriyi modernize etmeyi hedeflediklerini belirtiyor.
Bu sürüm, Red Hat’in OpenShift ve OpenStack’i ürünleştirilmiş bir şekilde bir araya getirdiği bir ilk olmasına rağmen, Cohen bu yeniliğin uzun zaman önce başladığını belirtiyor. Birçok müşteri zaten OpenStack ve OpenShift’i birlikte kullanıyordu, bu da bu adımın “doğal bir sonraki adım” olduğunu gösteriyor.
Red Hat, OpenStack’i bir OpenShift dağıtım modeline taşımak için OpenShift ve Kubernetes’in pod mekanizmasını kullandı.
Red Hat’in OpenStack Hizmetleri, güvenlik ve gözlemlenebilirlik avantajları sunar. Cohen, yeni OpenStack Hizmetlerini yakıtla çalışan bir arabadan elektrikli bir arabaya geçmeye benzetiyor. Güvenlik, bu hizmetin başka bir büyük avantajıdır. Platform, tüm iletişim için uçtan uca şifrelemeyi kullanarak daha yüksek varsayılan güvenlikle “daha iyi bir teslimat yöntemi” sunuyor.
Gözlemlenebilirlik açısından, operatörler bulut tabanlı iş yükü gözlemlenebilirlik deneyimlerini yönetmek için tek bir panoya bakabilirler. Cohen, bu teknolojileri dağıtımı basitleştirmek için bir araya getirmekten daha fazlasını yaptıklarını belirtiyor.
Okuduklarıma dayanarak Red Hat OpenStack Services on OpenShift’in, organizasyonlara daha önce erişemedikleri bir dizi yetenek ve avantaj sunuyor olacağını söylemeliyim. Yani daha hızlı dağıtımlar, daha iyi kaynak yönetimi, daha yüksek esneklik ve güvenlik sağlayarak operasyonel mükemmeliyeti artıracaktır.
Teknolojinin sürekli evrildiği bir çağda, Red Hat OpenStack Services on OpenShift’in getirdiği yenilikler, bulut bilişimin ve dağıtık hesaplamanın sınırlarını gerçekten zorluyor. Bu entegrasyonun, hem bireysel kullanıcıların hem de büyük ölçekli işletmelerin teknolojik ihtiyaçlarına cevap vereceği yadsınamaz bir gerçek. OpenStack ve OpenShift’in birleşimi, telekomünikasyon ve servis sağlayıcı sektörlerinde devrim yaratma potansiyeline kesinlikle sahip bence. Bu yeni sunum, sadece teknolojik bir ilerleme değil, aynı zamanda iş dünyasının geleceğini şekillendiren bir dönüm noktası da olabilir. Red Hat’ın bu alandaki yenilikçi yaklaşımı, sektördeki liderliğini pekiştiriyor ve teknolojiye olan bağlılığını bir kez daha gözler önüne seriyor. Geleceğin teknolojik haritasını çizen bu adımlar, bize daha bağlantılı, daha ölçeklenebilir ve daha verimli bir dünya vaat ediyor. Ve unutmayalım, bu teknolojik devrimin ortasında, belki de bir sonraki büyük inovasyon, otomatik olarak ruh halinize göre müzik çalan kulaklıklar olabilir. Teknolojinin bizi sadece daha bağlantılı değil, aynı zamanda daha mutlu kılacağına dair umudum tam!
Sarav Asiye Yiğit – 23 Eylül 2023
Kaynakça:
https://www.linkedin.com/pulse/openstack-asiye-yigit/?trackingId=dqL8su5%2FR0iuBP49ZMZBpw%3D%3D
Leave A Comment