Huzurlu, serin meltemli gecelerde,
Sevgi dolu büyük çınar ağacının gölgesinde,
Sana olan özlemimi döküyorum sayfalara.
Bu kaçıncı gecem sensiz?
Dostum çınar ağacıyla seni yazıyoruz her yaprağına.
Tutku ve hüzün bir arada.
Sitemkar bir kalp,
Amansız bir yalvarışla,
Gittiğin yollardan birden çıkagelmeni hayal ediyor.
Dolunay aksediyor gölün mistik sularına,
Yakamoz misali karanlıkta parlayan engin bir deniz sanki.
Bana o güzel aydınlığını hatırlatmak istercesine.
Ama ben hiç unutmadım ki…
Yazgımız kavuşmak mı?
Yoksa böyle ayrı kalmak mı?
Gecemsi siyahi saçların kalbime öyle kök salmış ki,
Beni hayatta tutan artık damarımdaki kan değil.
Büyülü gözlerin nasıl da çepeçevre sarmalamış beni,
İçinde kalsam bu aydınlığın sonsuza dek.
Karanlıkta oynaşan ışıklar,
Dağınık gölgeler oluşturuyor.
Hayal ile gerçek birbirine karışıyor.
Yanımdaymışsın ve ellerim ellerindeymiş gibi.
Fakat ne yazık!
Yoksun.
Ben yine aşkına hasret, yine efkarlı.
Bu kaçıncı gecem sensiz?

Asiye Yiğit – 18 & 21 Temmuz 2020